9 Haziran 2012

Tolgay Arslan (21)

Çorumlu bir gurbetçi ailenin 4 çocuğundan bir tanesi Tolgay. Futbola 4 yaşına geldiğinde, doğduğu şehrin takımı SC Grün-Weiss Paderborn'a  başlıyor. Burada U-13'e kadar forma giyiyor. Daha sonra Borussia Dortmund'un radarına takılıyor ve orada basamakları sırayla çıkıyor. Almanya çapında dikkat çekmesi ise Dortmund U-19 takımı ile istatistikleri alt üst ettiği 2008/2009 sezonundan sonra başladı.



Genç yaşta, 3 sene önce Borussia Dortmund'dan Hamburg'a transfer olduğunda oldukça ses getirmişti. Burda devamlı dile getirdiğim alt yapısını her fırsatta inanılmaz başarılı bulduğum bir ekip Dortmund. En kötü dönemlerinde dahi çok yetenekli oyuncular çıkarmış bir futbolcu fabrikasıdır benim gözümde. Bu düşünce Almanya genelinde de böyledir. O sezon U-19 takımında çıktığı 30 maçta attığı 31 golle kendi kategorisinde en çok konuşulan isimlerden birisi olmuştu. Gerçi bu kadar skora katkı sağlamasında, normal mevkisi dışında bütün sezon forvet oynamış olmasının da payı yüksekti. Bu yüzden Tolgay'ın Hamburg'a transferi gerçekten heyecan vericiydi.



İlk sezonunda farklı kategorilerde bir çok maça çıktı. A takımda çok şans bulamasa da, zaman zaman Bundesliga tecrübesini yaşama fırsatı buldu. Bunların içinde Avrupa ligi maçları da dahildi. Daha fazla şans bulduğu A2 takımında ise profosyonel liglerde mücadele edildiği için oldukça tecrübe kazandı. Burada kısa süreli sakatlıklarının da inişli, çıkışlı performansında etkili olduğunu belirtmekte yarar var.2009/10 devre arası Antalya kampında Beşiktaş (2 gol ) ve Kayserispor (3 gol) maçlarında gösterdiği performansla Türkiyede de bir çok kişinin dikkatini çekti.


İlk sezonunun ardından daha fazla tecrübe kazanması ve seviye olarak daha iyi bir ligde oynaması adına, Hamburg Tolgay'ı Aachen'e kiraladı. Aachen'de kendisine Dortmund alt yapısındaki hocası Peter Hyballa hocalık yaptı. Onu yakından tanıması ve neler yapabileceğini bilmesi açısından, gelişimi açısından doğru bir transferdi. 1 sezon boyunca klasik oyun kuruculuğun dışında orta sahanın solunda ve sağında da forma giydi. Genel anlamda takımın iyilerindendi ve sezonun nerdeyse bütün maçlarında sahadaki yerini aldı. Bu süreçte oyun anlamında kendini oldukça geliştirdiğini söyleyebilirim. Çok genç oyunculardan kurulu bir takımın önemli isimlerinden biri olarak, yeri geldiğinde ciddi sorumluluk alabileceğini de göstermiş oldu.



Bu sezon Hamburg'a geri döndüğünde daha fazla forma şansı bulması beklenirken, yaşadığı sakatlık sonucu sezon öncesi kampında yer alamadı ve ister istemez kadronun dışında kalmış oldu. Daha sonra göreve gelen ve gençlere önem veren Thorsten Fink sayesinde tekrardan kadroya girmeye ve ligin ikinci yarısında forma şansı bulmaya başladı. Toplamda 8 maçta forma şansı buldu ve 1 tanede gol attı. Thorsten Fink'in her fırsatta onun çalışma azminden bahsetmesi de önemli.

Tolgay'ın milli takım süreci ise oldukça sancılı geçti. İlk başlarda kendisinin belirttiğine göre Erdal Keser sayesinde ay yıldızlı forma altında mücadele ediyor. Burada Ogün Temizkanoğlu'nun U-19 kadrosunda iki kez forma giyme şansı buldu. Daha sonra da ümit milli kadroda yer aldı. Burada yeterince şans bulamadığını düşünerek, Almanya U-20 milli takımından gelen teklifi kabul ediyor. Ayrıca babasının onu en başından beri Alman millilerde, annesinin de hep Türkiye'de oymanasını istediğini belirtmekte fayda var. Sonuç itibari ile ümit milli takımdakı şartlardan dolayı dışlanmış Tolgay ve milli takım defterini kapatmış. Benzer tepkileri dönemin milli takım grubu da Tolgay'a karşı veriyor. Aslında olayın aslını öğrenmek için, dönemin ümit milli hocası Hami Mandıralı'nın da bu konu hakkındaki görüşlerini almak gerekir.



Ofansif orta saha olması sebebi ile Hamburg'da çoğu zaman 4-4-2 oynadığı için, Tolgay'ın da golcü özellikleri çok üst düzey olmadığı için farklı şekillerde değerlendirmelere pek olumlu yanıt verebilmiş değil şimdilik. İlerleyen dönemlerde Bundesliga seviyesinde, sahanın farklı yerlerinde de yüksek performansla oynayabilme özelliğini başarabilirse çok daha farklı bir oyuncu olacağı kesin. Şu hali ile bile takıma tempo katacak, isabetli pasları ve defans arkasına koşuları ile oyuna yön verecek özelliklere sahip. Birebirlerde oldukça iyi olması da önemli. Bu bakımdan genelde 4-2-3-1 düzeninde oynayan Türk takımlarında başarılı olabileceğini düşündüğüm bir isim. Henüz gereken patlamayı yapmamış olması sebebi ile hala umut var diyebiliriz.

Yaş: 21
Boy: 180cm
Kilo: 77kg









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder